ARIF NIHAT ASYA

NAAT


Seccaden kumlandı...

Devirlerden, diyarlardan
Gelip göklerde buluşan
Ezanların vardı!

Mescıt mü'min, mimber mü'min...
Taşardı kubbelerden Tekbir,
Dolardı kubbelere 'amin'!

Ve mübarek geceler, dualarımız,
Geri gelmeyen dualardı...
Geceler ki pırıl pırıl,
Kandillerın yanardı!

Kapına gelenler, ya Muhammed,
-uzaktan, yakından-
mü'min döndüler kapından!

Besmele, ekmeğimizin bereketiydi,
Iki dünyada aziz ümmet,
Muhammed ümmetiydi.

Konsun yine pervazlara
Güvercinler
Hu Hu'lara karışsın
Aminler....
Mubarek aksamdır;
Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler

Şimdi seni ananlar
Anıyor ağlar gibi...
Ey yetimler yetimi,
Ey garipler garıbi;
Düşkünlerin kanadıydın,
Yoksulların sahibi...
Nerde kaldın ey Nebi?
Günler, ne günlerdi, ya Muhammed;
Çağlar ne çağlardı;
Daha dünyaya gelmeden
Müminlerin vardı...
Ve birgün, ki gaflet
Çöller kadardı,
Halimenin kucağında
Abdullah'ın yetimi,
Amine'nin emaneti ağlardı!
Hadice'nin koncası,
Aişe'nin gülüydün.
Ümmetinin gözbebeği,
Göklerin resulüydün...
Elçi geldin, elçiler gönderdin...
Ruhunu Allah'a elini ümmetine verdin,
Beşiyin, yurdun,yuvan
Mekke'de bunalırsan
Medine'ye göçerdin.

Biz bu dünyadan nereye
Göçelim ya Muhammed?
Yeryüzünde riya, inkar, hiyanet
Altın devrini yaşıyor...
Diller, sayfalar, satırlar
(Ebu leheb öldü) diyorlar;
Ebu Leheb ölmedi, ya Muhammed;
Ebu Cehil, kıtalar dolaşıyor!

Neler duydu şu dünyada
Mevlidi'ne hayran kulaklarımız;
Ne adlar ezberledi, ey NEBİ,
Adına alışkın dudaklarımız!
Artık yolunu bilmiyor;
Artık yolunu unuttu
Ayaklarımız !

Kabe'ne siyahlar
Yakışmamıştır, ya Muhammed,
Bugünkü kadar!

Haset, gururla savaşta;
Gurur, Kafdağında derebeyi...
Onu da yaralarlar kanadından,
Gelse bir şefkat meleği...
Iyiliğin türbesine
Türbedar oldu iyi!

Vicdanlar sakat
Çıkmadan yarına.
Iyilikler getir, güzellikler getir
Adem oğullarına!

Şu gördüğün duvarlar ki
Kimi, Taif'tir, kimi Hayber'dir
Fethedemedik ya Muhammed,
Senelerdir !

Ne doğruluk, ne doğru;
Ne iyilik, ne iyi...
Bahçende en güzel dal,
Unuttu yemiş vermeyi...
Günahın kursağında
Haramların peteği !
Bayram yaptı yabanlar;
Semave'yi boşaltıp
Save'yi doldurdular...
Atını hendeklerden-bir atlayışta-
Aşırdı aşıranlar...
Ağlasın Yesrip
Ağlasın Selmanlar!

Gözleri perdeliyen toprak,
Yüzlere serptiğin topraktı...
Yere dökülmeyecekti, Ey Nebi,
Yabanların gözünde kalacaktı!

Konsun yine pervazlara
Güvercinler
Hu Hu'lara karışsın
Aminler....
Mubarek aksamdır;
Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler

Ne oldu, ey bulut,
Gölgelediğin başlar?
Hatırında mı, ey yol,
Bir aziz yolcuyla
Aşarak dağlar taşlar,
Kafile,kafile,kervan kervan
Şimale giden yoldaşlar?
Uçsuz bucaksız çöllerde,
Yine, izler gelenlerin,
Yollar gideceklerindir.
Şu Tekbir getiren mağara,
Örümceklerin değil;
Peygamberlerindir, meleklerindir...
Örümcek ne havada
Ne suda, ne yerdeydi...
Hakkı göremiyenin
Gözlerindeydi !

Şu kuytu, cinlerin mi;
Perilerin yurdu mu?
Şu yuva - ki bilinmez,
Kuşları Hüdhüd müdür,
güvercin mi, kumru mu?
Kuşlarını, bir sabah,
Medine'ye uçurdun mu?
Ey Abva'da yatan ölü,
Bahçende açtı dünyanın
En güzel gülü;
Hatıran, uyusun çöllerin
Ilık kumlarıyla örtülü!

Dinleyene, hala,
Çöller ses verir;
'Yaley!' susar
uğultular gelir
mersiye okur Uhud,
Kaside söyler Bedir.
Sen de bir hac günü,
Başta Muhammed, yanında Ebubukir;
Gidenlerin yüzbin olup dönüşünü
Destan yap, ey şehir!

Ebubekir'de nur, Osman'da nurlar...
Kureyş uluları, karşılarında
Meydan okuyan bir Ömer bulurlar;
Ali'nin önünde kapılar açılır,
Ali'nin önünde eğilir surlar.
Bedir'de, uhud'da, Hayber'de
Hakkın yiğitleri şehid olurlar...
Bir mutlu günde, ki ölüm tatlıydı;
Yerde kalmazdı ruh... kanadlıydı.
Konsun yine pervazlara
Güvercinler
Hu Hu'lara karışsın
Aminler....
Mubarek aksamdır;
Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler

Vicdanlar , sakat çıkmadan;
Ya Muhammed, yarına;
Iyiliklerle gel, güzelliklerle gel
Adem oğullarına!

Yüreklerden taşsın yine imanlar!
Itri bestelesin Tekbir'ini;
Evliya okusun Kur'an'lar!
Ve Kur'an'ı göznuruyla çoğaltsın
Kayışzade Osman'lar!

Na'tini Gaalip yazsın, Mevlid'ini Süleyman'lar!
Sutunları, kemerleri, kubbeleriyle
Geri gelsin Sinan'lar!
Çarpılsın hakikat niyetine
Cenaze namazı kıldıranlar!

Gel ey Muhammed bahardır...
Dudaklar ardında saklı
Aminlerimiz vardır!...
Hacdan döner gibi gel;
Mirac'tan iner gibi gel;
Bekliyoruz yıllardır!

Bulutlar kanad, rüzgar kanad,
Hızır kanad, Cibril kanad;
Nisan kanad, bahar kanad;
Ayetlerini ezber bilen
Yapraklar kanad...
Açılsın göklerin kapıları,
Açılsın perdeler kat kat!
Çöllere dökülsün yıldızlar;
Dizilsin yollarına
Yetimler, günahsızlar!
Çöl gecelerinden, yanık
Türküler yapan kızlar
Sancağını saçlarıyla dokusun;
Bilal-i Habeşi sustuysa
Ezanlarını Davud okusun!

Konsun yine pervazlara
Güvercinler
Hu Hu'lara karışsın
Aminler....
Mubarek aksamdır;
Gelin ey Fatiha'lar, Yasin'ler

BAYRAK


Ey mavi göklerin beyaz ve kizil süsü
Kizkardesimin gelinligi, sehidimin son örtüsü.
Isik isik, dalga dalga bayragim,
Senin destanini okudum, senin destanini yazacagim.

Sana benim gözümle bakmayanin
Mezarini kazacagim.
Seni selamlamadan uçan kusun
Yuvasini bozacagim.

Dalgalandigin yerde ne korku ne keder...
Gölgende bana da, bana da yer ver!
Sabah olmasin, günler dogmasin ne çikar!
Yurda, ay-yildizinin isigi yeter.

Savas bizi karli daglara götürdügü gün
Kizilliginda isindik;
Daglardan çöllere düsürdügü gün
Gölgene sigindik.

Ey simdi süzgün, rüzgarlarda dalgali;
Barisin güvercini, savasin kartali...
Yüksek yerlerde açan çiçegim;
Senin altinda dogdum,
Senin dibinde ölecegim.

Tarihim, serefim, siirim, herseyim;
Yer yüzünde yer begen:
Nereye dikilmek istersen
Söyle seni oraya dikeyim!

KUBBELER


Dün baslar seferber, eller seferber,
Kursun eritildi, mermer çekildi.
Bunlar, bu kubbeler, bu minareler
Akçayla olacak seyler degildi.

Böyle bir gemide yendi suyu Nuh.
Ve bu yelkenlerle kanatlandi ruh.

Tasitip kalyonla pirlanta, inci
Abide haline koydu sevinci.
Gergefle isleyip bir inci sultan
Ki çiçek verirdi saksiya koysan. Bulabildinse ey yolcu yerini,
Hepsinin altinda altindan bir ay.
Seyret Istanbul’un camilerini
Minare minare, kubbe kubbe say!

Açilir masmavi burada gökyüzü
Gümüsten sütunlar üstünde durur...
Kiminin gölgesi dinlenir yerde,
Kiminin beyazi sulara vurur.

Allah’a giden yol buralardadir
Kapilar açilir serefelerden.
Buradan ugurlanir mübarek aylar,
Bayram burda baslar arefelerden.

ANNE


Ilk kundagin
Ben oldum, yavrum;
Ilk oyuncagin
Ben oldum.

Aci nedir
Tatli nedir... bilmezdin
Dilin damagin
Ben oldum.
Elinin ermedigi
Dilinin dönmedigi
Çaglarda, yavrum
Kolun kanadin
Ben oldum
Dilin dudagin
Ben oldum.

Belki kiskanirlar diye
Gördüklerini
Sakladim gözlerden
Gülücüklerini...
Tülün duvagin
Ben oldum!

Artik isterlerse adimi
Söylemesinler bana
"Onun Annesi" diyorlar...
Bu yeter sevgilim bu yeter bana!

Bir dedigini iki
Etmiyeyim diye öyle çirpindim ki
Ve seni öyle sevdim sana
O kadar isindim ki
Usanmadim, yorulmadim, çekinmedim
Gün oldu kirdin...
Incinmedim;
Ilk oyuncagin
Ben oldum.. Yavrum
Son oyuncagin
Ben oldum...

Layik degildim
Layik gördüler
Annen oldum yavrum
Annen oldum!

ANA SAYFAYA GIDER