![]() |
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm
1- Hâ, mîm.
|
![]() |
9- Fakat kâfirler bir şüphe içinde oynayıp eğleniyorlar.
10-11- Ey Muhammed! Şimdi sen göğün, insanları bürüyecek açık bir duman getireceği günü gözetle. Bu acı bir azabdır. 12- O gün insanlar: "Ey Rabbimiz! Bizden azabı kaldır. Artık biz inanıyoruz" derler. 13- Onlar için bunu düşünüp öğüt almak nerede? Oysa kendilerine gerçeği açıklayan bir de peygamber gelmişti. 14- Sonra onlar, o peygamberden yüz çevirdiler ve: "Bu öğretilmiş bir delidir." dediler. 15- Biz o azabı sizden birazcık kaldırırız. Ama siz mutlaka eski halinize dönersiniz. 16- Biz o büyük şiddetle çarptığımız gün mutlaka intikamımızı alırız. 17- Andolsun ki, biz onlardan önce Firavun kavmini de denemiştik. Onlara çok kıymetli bir peygamber gelmişti. |
![]() |
18- O peygamber onlara şöyle demişti: "Esaretiniz altındaki Allah'ın kullarını bana teslim edin. Çünkü ben size gönderilmiş güvenilir bir peygamberim.
19- Allah'a karşı üstünlük taslamayın. Şüphesiz ki ben size apaçık bir delil getiriyorum. 20- Gerçekten ben, beni taşlamanızdan dolayı benim de Rabbim, sizin de Rabbiniz olan Allah'a sığındım. 21- Eğer siz bana iman etmezseniz hemen yanımdan uzaklaşın." 22- Musa: "Şüphesiz ki bunlar suçlu bir kavimdir." diyerek yardım etmesi için Rabbine yalvardı. 23- Allah buyurdu ki: "Kullarımı geceleyin yürüt. Çünkü siz takib edileceksiniz. 24- Karşıya geçince denizi olduğu gibi açık bırak. Çünkü onlar suda boğulacak bir ordudur." 25- Onlar neler bırakmışlardı, ne bahçeler, ne pınarlar! 26- Ne ekinler, ne güzel kaynaklar, 27- Ve içinde eğlenip durdukları nice nimetler ve refah! |
![]() |
28- İşte böylece biz onları başka bir kavme miras bıraktık.
29- Gök ve yer onların üzerine ağlamadı. Onlara mühlet de verilmedi. 30- Andolsun ki biz İsrailoğullarını o aşağılayıcı azabdan kurtardık. 31- Firavun'dan da kurtardık çünkü o üstünlük taslayıp haddi aşan bir zorbaydı. 32- Andolsun ki biz onları bilerek o zamanki alemlere üstün kıldık. 33- Biz onlara içinde apaçık bir imtihan bulunan mucizeler verdik. 34- Gerçekten şu kâfirler diyorlar ki: 35- "Bizim ilk ölümümüzden başka bir şey yoktur. Biz tekrar diriltilecek değiliz. 36- Eğer siz doğru söyleyen kimselerseniz babalarınızı bize getirin." |
![]() |
37- Onlar mı daha hayırlıdır, yoksa Tükba kavmi ile onlardan öncekiler mi? Biz onların hepsini de helak ettik. Çünkü onlar suçluydular.
38- Biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri bir oyun ve eğlence olsun diye yaratmadık. 39- Biz onları hak ve hikmetle yarattık. Fakat onların çoğu bunu bilmezler. 40- Şüphesiz ki hakkı batıldan ayırd etme günü onların hepsinin bir araya toplanacağı gündür. 40- Şüphesiz ki hakkı batıldan ayırd etme günü onların hepsinin bir araya toplanacağı gündür. 41- O gün dostun dosta hiçbir faydası olmaz. Onlara yardım da edilmez. 42- Ancak Allah'ın merhamet ettiği kimseler böyle değildir. Şüphesiz ki Allah çok güçlüdür, çok merhamet edicidir. 43- Gerçekten zakkum ağacı, 44- Günahkârların yemeğidir. 45- O pota gibi karınlarda kaynar. |
![]() |
46- O, kızgın bir sıvının kaynaması gibidir.
47- Allah meleklere şöyle emreder. "Şunu tutun da Cehennem'in ortasına sürükleyin." 48- "Sonra onun başının üstüne kaynar su azabından dökün." 49- Ona şöyle denir! "Tat bakalım azabı! hani sen kendine göre çok güçlü ve çok üstündün. 50- İşte sizin inkâr edip durduğunuz şey budur." 51- Şüphesiz ki kötülükten sakınanlar güvenli bir makamdadırlar. 52- Bahçelerde ve pınar başlarındadırlar. 53- Onlar ince ipekten ve parlak atlastan elbiseler giyerek karşılıklı olarak otururlar. 54- İşte böyle, biz onları ayrıca iri siyah gözlü hurilerle evlendiririz. 55- Onlar orada güven içinde her çeşit meyveyi isteyebilirler. |
![]() |
56- Onlar orada ilk ölümden başka bir ölüm tatmazlar. Allah onları cehennem azabından korumuştur.
57- (Bunların hepsi) Rabbinden bir lütuf olarak (verilmiştir.) İşte büyük kurtuluş budur. 58- Biz Kur'ân'ı senin dilinle indirip kolaylaştırdık. Umulur ki onlar öğüt alırlar. 59-Artık sen onların başlarına gelecekleri bekle: Çünkü onlar da bekleyip durmaktadırlar. |