![]() |
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm
1- Kâf. Şanlı ve şerefli Kur'an'a andolsun ki,
|
![]() |
7- Yeri de nasıl uzatmış, üzerine sabit dağlar oturtmuşuz. Orada görünüşü güzel her çeşit bitkiden çiftler yetiştirdik.
8- Bunlar, Allah'a yönelen her kula gönül gözünü açmak ve ona ibret vermek içindir. 9- Bir de gökten bereketli bir su indirip de onunla bağlar, bahçeler ve biçilecek taneler bitirmekteyiz. 10- Tomurcukları birbiri üzerine dizilmiş uzun boylu hurma ağaçları yetiştirdik. 11- Bunları kullara rızık olması için (yetiştirmekteyiz). O su ile ölü bir toprağa can verdik, işte hayata çıkış da böyledir. 12- Onlardan önce Nuh'un kavmi, Ress halkı ve Semûd da yalanlamıştı. 13- Âd, Firavun, Lût'un kardeşleri de (yalanladılar). |
![]() |
14- Eyke halkı ve Tübbâ kavmi de, bunların hepsi peygamberleri yalanladılar da (onlara) azabım hak oldu.
15- Biz ilk yaratmada acizlik mi gösterdik? Doğrusu, onlar yeni bir yaratılıştan şüphe içindedirler. 16- Andolsun insanı biz yarattık ve nefsinin kendisine fısıldadıklarını biliriz. Ve biz ona şah damarından daha yakınız. 17- Onun sağında ve solunda oturmuş iki melek zabıt tutarken, 18- İnsan hiçbir söz söylemez ki yanında (onu) gözetleyen, dediklerini zapteden bir melek hazır bulunmasın. 19- Ölüm sarhoşluğu gerçekten geldiğinde, "Ey insan! İşte bu senin öteden beri kaçtığın şeydir." denir. 20- Sur'a üfürülür, işte bu, tehdid(in gerçekleşme) günüdür. |
![]() |
21- Her can, kendisiyle beraber bir sevk memuru ve bir şahid bulunduğu halde gelir.
22- (Allah ona) "Andolsun sen bundan gaflet içinde idin. Şimdi senden gaflet perdesini kaldırdık. Bugün artık gözün keskindir." der. 23- Beraberindeki melek "işte yanımdaki hazır" der. 24- (Allah iki meleğe buyurur ki:) "Haydi ikiniz, atın cehenneme her inatçı nankörü! 25- İyiliklere (sürekli) engel olan, saldırgan, şüpheciyi. 26- O ki Allah'ın yanında başka ilâh edinmiştir. Haydi ikiniz birlikte onu şiddetli azaba atın." 27- Yanındaki arkadaşı (şeytan) der ki: "Rabbimiz! Ben onu azdırmadım. Fakat kendisi derin bir sapıklık içindeydi". 28- Allah buyurur ki: "Huzurumda çekişmeyin! Ben size daha önce uyarıcı göndermiştim." |
![]() |
29- Benim huzurumda söz değiştirilmez. Ve ben kullara asla zulmedici değilim.
30- Biz O gün cehenneme: "Doldun mu?" diyeceğiz. O da: "Daha fazla var mı?" diyecektir. 31- Cennet de kötülükten sakınanlara yaklaştırılır. Zaten uzak değildir. 32-33- Onlara denir ki: "İşte size vaad edilen bu cennet, Allah'a yönelen, O'nun emirlerine riayet eden, görmediği halde Rahman olan Allah'tan korkan ve O'na yönelen bir kalple gelenlere mahsustur. 34- "Şimdi selam ve selametle oraya girin. İşte sonsuzluk günü budur." 35- Orada onlara ne isterlerse vardır. Katımızda daha fazlası da vardır. 36- Ey Muhammed! Biz onlardan önce kendilerinden daha kuvvetli olan ve beldeleri delik deşik eden nice nesilleri helak ettik, hiç kurtuluş var mı? |
![]() |
37- Şüphesiz ki bunda kalbi olan ve hazır bulunup kulak veren kimse için elbette bir öğüt vardır.
38- Andolsun ki biz gökleri, yeri ve ikisi arasındakileri altı günde yarattık, Bize hiçbir yorgunluk da dokunmadı. 39- Ey Muhammed! Onların söylediklerine karşı sabret. Güneşin doğuşundan önce (sabah namazını) ve batışından önce de (öğle ve ikindi namazalarını kılarak) Rabbini Hamd ile tesbih et. 40- Geceleyin (akşam ve yatsı namazlarını kılarak), namazlardan sonra da (vitir ve nafile kılarak) O'nu tesbih et. 41- Bir münadinin yakın bir yerden sesleneceği güne kulak ver. 42- O gün insanlar, o çağrıyı gerçek olarak duyarlar. İşte bugün, kabirlerden çıkış günüdür. |
![]() |
43- Gerçekten biz hem yaşatırız, hem öldürürüz. Sonunda dönüş yalnız bizedir.
44- O gün yer yarılır, insanlar kabirlerinden çabucak çıkarlar. İşte bu, sadece bize göre kolay bir toplanmadır. 45-Biz onların söylediklerini daha iyi biliriz. Sen onlara karşı zor kullanacak değilsin. O halde sen, benim tehdidimden korkanlara bu Kur'ân ile öğüt ver. |