![]() |
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm
1- Andolsun birbiri ardınca gönderilenlere,
|
![]() |
15- O gün yalanlayanların vay haline!
16- Biz, öncekileri helak etmedik mi? 17- Sonra geridekileri de onlara katarız. 18- Biz suçlulara böyle yaparız. 19- O gün yalanlayanların vah haline! 20- Biz sizi âdi bir sudan yaratmadık mı? 21- Onu sağlam bir yerde oturttuk. 22- Belli bir süreye kadar. 23- Demek ki biçimlendirmişiz. Ne güzel biçimlendireniz biz. 24- O gün yalanlayanların vay haline! 25- Yeryüzünü bir tokat (toplanma yeri) yapmadık mı? 26- Gerek diriler, gerekse ölüler için. 27- Orada yüksek yüksek dağlar oturtup da size bir tatlı su sunmadık mı? 28- O gün yalanlayanların vay haline! |
![]() |
29- (Kıyameti yalanlayanlara şöyle denir): "Haydin gidin o yalanladığınız şeye doğru."
30- "Haydi gidin o üç çatallı gölgeye (cehenneme)." 31- O, ne gölgelendirir, ne alevden korur. 32- O, saray gibi kıvılcımlar atar. 33- Sanki o kıvılcımlar, sarı sarı (erkek deve sürüleridir). 34- O gün yalanlayanların vay haline! 35- Bugün, konuşamıyacakları gündür. 36- Kendilerine izin de verilmez ki, özür beyan etsinler. 37- O gün yalanlayanların vay haline! 38- Bu, işte o hüküm günüdür. Sizi ve öncekileri bir araya topladık. 39- Bir hileniz varsa beni atlatın. 40- O gün yalanlayanların vay haline! |
![]() |
41- Kuşkusuz takva sahipleri gölgeler altında ve pınar başlarındadır.
42- Canlarının çektiğinden türlü meyveler arasındadırlar. 43- (Onlara): "Yaptıklarınıza karşılık afiyetle yiyin, için" (denir). 44- İşte biz güzel amel işleyenleri böyle mükafatlandırırız. 45- O gün yalanlayanların vay haline! 46- Yiyin, zevklenin biraz, çünkü siz suçlularsınız. 47- O gün yalanlayanların vay haline! 48- Onlara: "Rüku edin" denildiği zaman etmezler. 49- Vay haline o gün yalanlayanların! 50-Artık bundan (Kur'an'dan) sonra hangi söze inanacaklar? |