![]() |
Eûzübillâhimineşşeytânirracîm
1- O tozdurup savuranlara,
|
![]() |
14- Onlara: "Tadın inkarınızın cezasını, işte sizin acele istediğiniz budur!" denecektir.
15-16- Şüphesiz ki takva sahipleri Rablerinin kendilerine verdiği sevabı almış olarak cennet bahçelerinde ve pınar başlarında bulunacaklardır. Çünkü onlar bundan önce iyilik yapıyorlardı. 17- Onlar geceleyin pek az uyurlardı. 18- Onlar seher vakitlerinde Allah'tan bağışlanma dilerlerdi. 19- Onların mallarında isteyen ve istemeyen yoksullar için bir hak vardı. 20-21- Kesin olarak inananlar için, yeryüzünde ve kendi nefislerinde nice ibretler vardır. Hiç görmüyor musunuz? 22- Sizin rızkınız da size vaad edilen sevap ve ceza da göktedir. |
![]() |
23- Gök ve yerin Rabbine andolsun ki size edilen o vaad, herhalde haktır. O tıpkı sizin konuşmanız gibi gerçektir.
24- Ey Muhammed! İbrahim'in şerefli misafirlerinin haberi sana geldi mi? 25- Hani onlar İbrahim'in huzuruna girmişlerdi de "Selam sana!" demişlerdi. İbrahim: "Size de selam" demiş, ve içinden: "Bunlar tanınmamış bir topluluk!" diye geçirmişti. 26- İbrahim, sonra ailesine giderek semiz bir buzağı (eti) getirdi. 27- Onu önlerine sürerek: "Yemez misiniz?" dedi. 28- Yemediklerini görünce onlardan içine bir korku düştü. Onlar İbrahim'e: "Korkma!" dediler ve onu çok bilgili bir oğul ile müjdelediler. 29- Bunun üzerine karısı (Sâre) bir çığlık atarak geldi ve elini yüzüne vurarak: "Ben kısır bir kocakarıyım, nasıl çocuğum olur?" dedi. |
![]() |
30- Misafir melekler: "Evet bu böyledir. Rabbin böyle buyurdu. Gerçekten O hüküm ve hikmet sahibidir. Herşeyi hakkıyla bilir." dediler.
31- İbrahim, kendisine misafir olarak gelen meleklere: "Acaba sizin asıl önemli işiniz nedir ey elçiler?" dedi. 32- Onlar: "Gerçekten biz günahkâr bir kavim (olan Lût kavmine) gönderildik. 33- Onların üzerine çamurdan pişirilmiş sert taşlar yağdıracağız. 34- O taşlardan herbirinin haddi aşanlardan kime isabet edeceği Rabbin katında işaretlenmiştir." dediler. 35- Nihayet biz müminlerden orada bulunan kimseleri çıkardık. 36- Fakat biz orada müslümanlardan bir ev halkından başka kimseyi de bulamadık. 37- Biz orada acı bir azabdan korkan kimseler için bir ibret nişanesi bıraktık. 38- Musa'nın kıssasında da ibret vardır. Hani biz onu apaçık bir delille Firavun'a göndermiştik. |
![]() |
39- Firavun ise ordusuyla birlikte yüz çevirmiş, onun hakkında: "Bu bir sihirbazdır, ya da bir delidir." demişti.
40- Nihayet biz onu ve ordularını yakalayıp hepsini denize attık. Firavun ise o sırada (inadından dolayı pişmanlık duyarak) kendi kendini kınıyordu. 41- Âd kavminin helâkinde de bir ibret vardır. Hani biz onların üzerine köklerini kesecek bir rüzgar göndermiştik. 42- O rüzgar üzerine uğradığı hiçbir şeyi bırakmıyor, mutlaka onu kül gibi dağıtıyordu. 43- Semud kavminin helâkinde de bir ibret vardır. Hani onlara: "Belirli bir süreye kadar dünyadan yararalanıp, geçinin!" denmişti. 44- Onlarsa Rablerinin emrine karşı büyüklük tasladılar. Bunun üzerine kendilerini, bakıp dururlarken yıldırım yakalayıp, çarptı. 45- Artık onlar, ne kendi kendilerine ayağa kalkabildiler, ne de yardım gördüler. 46- Daha önce de Nuh kavmini helâk etmiştik. Çünkü onlar yoldan çıkmış fâsık bir kavimdiler. |
![]() |
47- Biz göğü kudretimizle bina ettik. Hiç şüphesiz biz, çok genişlik ve kudret sahibiyiz.
48- Yeryüzünü de biz döşedik. Bakın biz onu ne güzel döşüyoruz! 49- Biz herşeyden iki çift yarattık. Umulur ki, iyice düşünürsünüz. 50- Ey Muhammed! de ki: "Öyleyse Allah'a koşun, gerçekten ben size O'nun tarafından gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım. 51- Allah'la beraber başka bir tanrı uydurmayın (O'na ortak koşmayın). Gerçekten ben size O'nun tarafından gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım." 52- Böylece onlardan öncekilere de herhangi bir peygamber gelince, onun hakkında da mutlaka: "Bir sihirbazdır veya bir delidir." dediler. 53- Onlar birbirlerine bunu mu tavsiye ettiler? Hayır onlar azgın bir kavimdir. 54- Ey Muhammed! Sen onlardan yüz çevir. Artık sen kınanacak değilsin. |
![]() |
55- Sen öğüt verip hatırlat. Çünkü, hatırlatmak müminlere fayda verir.
56- Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım. 57- Ben onlardan herhangi bir rızık istemiyorum. Beni yedirmelerini de istemiyorum. 58- Şüphesiz ki, rızık veren O sağlam kuvvet sahibi olan Allah'tır. 59- Şüphsiz ki, zulmedenlerin geçmiş arkadaşlarının payı gibi, dolgun bir azab payı vardır. Ama şimdi onu acele istemesinler. 60-Kendilerine vaad edilen günlerinde uğrayacakaları azabdan dolayı vay inkâr edenlerin haline!. |